NOVEMBER 11, 2016

                                        DURUKAN DUDU

61a0e30eee53aeb1aa070cdc646209a0.webp

Türkiye’de herkesi ortaklaştıran, toplumsal konumu, mesleği, gelir düzeyi, siyasi bakışı ne olursa olsun neredeyse herkesin, neredeyse her ortamda konuştuğu bir konu varsa, o da “gıda”.

Köy kahveleriyle bar masalarını, Boğaz’a nazır yalılarla gecekondu mahallelerini, solcularla sağcıları birleştiren (ne mutlu ki) bir konu var yani hala. Evet, her yerde farklı kavramlarla, farklı önceliklerle, farklı “varsayımlarla” konuşuluyor ama herkesin ortak derdi, bütçesine uygun biçimde en sağlıklı ve besleyici şekilde beslenmek.

“Nasıl?” sorusunda ise kafalar karışık. “Şunu alma, bunu al”, veya “onu yememek lazımmış, bu çok faydalıymış” muhabbetleri kimi zaman yol gösterici olabilse de meseleyi tam anlamıyla kavrayıp kendi kararlarımızı en doğru şekilde vermemize yetmiyor.

Bu yazı dizisinin amacı da bu eksikliği gidermek. Burada yazılanları kavramadan “doğru” beslenmemiz pek mümkün değil. “Doğru beslenmek”ten neyi kastettiğinizi, neyi önemsediğinizi anlamaktan başlıyor iş, zaten.

food.jpeg

Somut, net, uygulanabilir bir kılavuz

Gıda meselesini ele alan bir yazıyı çok farklı açılardan yazabilirsiniz. Bu yazı dizisi ise “sonuçta nasıl gıda alayım? Üreticisine neleri sorayım? Nelere dikkat etmeliyim?” gibi son derece somut sorular soran milyonlarca insanın sorularına somut, anlaşılır ve hemen ertesi gün uygulayabileceği cevaplar sunacak.

Hayatın içinden gelip hayatın içinde yol alan bir yazı dizisi olacak, yani. Farklı gıdalarda nelere dikkat etmeniz gerektiği, “piyasadaki” yaygın kandırmacalardan nasıl kurtulabileceği, yumurta alırken neye, domates alırken neye dikkat etmesini gerektiğini, fiyatları nasıl kıyaslayabileceğini önceliklendirerek paylaşan bir “gıda satın alma kılavuzu”.

Burada önemli bir not düşelim: Üzerinde pek düşünüp sorgulamadan “doğru” gıdaya ulaşmak pek mümkün değil. Yani tüketicinin de ciddi bir ev ödevi var yapması gereken. Her şeyin bir tık uzaklığında, kafa yormadan ve zahmetsizce gerçekleşmesine alıştığımız bir dünyada kolay değil bu, biliyorum. Ama doğru gıdayla beslenmek istiyorsanız, yapmanız gereken bunları öğrenmek, sorgulamak, deşmek. Ne kadar keyifli bir iş olduğunu göreceksiniz hem, emin olun.

Son olarak şu var: Buradaki somut ve pratik yönergeleri takip etmek, deşmek, sorgulamak, “doğru” bir tarım ve gıda sistemine giden yolu da açacak; toplumsal, ekonomik, ekolojik bir dönüşümü mümkün kılacak.

Başlarken: Temel tanımlar

“Doğru” besin dediğimiz gıdanın içinde bir çok özellik var. Bunlar birbiriyle ilintili ama (örneklerde ve sonraki yazılarda göreceğiniz gibi) bir özelliğe sahip olan bir gıda bir diğerine sahip olmayabilir.

Temiz: Yediğiniz gıdanın mevcut tarım sisteminde kullanılan zehirlerden (“tarım ilacı” diye aldatıcı bir isme sahiptirler) azade olması halidir. Bu zehirler, toprağı ve ekosistemi bozan uygulamalarla ortaya çıkan ve/veya artan zararlı mantarlara (fungisit), “yabani” otlara(herbisit), zararlı böceklere karşı (insektisit) kullanılan kimyasal bileşenler. Tek yıllık bitkilerde, bitki yetiştirilmeye başlamadan önce kullanılsalar bile toprakta kalıp bitkiye ve meyvelerine geçerler. Birden fazla aşamalı üretimde (örnek, şeker pancarı küspesiyle beslenen sığırın eti) ilk aşamalarda (yani şeker pancarında) kullanılan zehirler, sonraki aşamalara (yani sığırın etine/sütüne) birikerek geçer.

Özellikle hayvancılıkta antibiyotik ve hormonların kullanılması da hayvansal gıdayı temiz olmaktan uzaklaştırır.

Temiz gıda, ürünün eriştiği toprak, su ve hava ortamlarında bu zehirlerin, hormon ve düzenli antibiyotiklerin uygulanmaması, bu sayede gıdanın da bu zehirleri bünyesinde barındırmaması durumunu tanımlar.