AUGUST 2, 2014

                                        DURUKAN DUDU

bugday-tarlasi_Ella-1024x768-1.jpg

Kırsala Dönüş dizisinin bu 5. yazısıyla, dizinin ilk bölümü olan “sözlük” sona eriyor. Anlattığımın bir kelimeler topluluğu olmanın ötesine geçip, kavramlar arası bağlantıların ve bağlamların çıplak çıplak ifşa edildiği bir algoritmaya dönüşebilmesi için olmazsa olmaz gördüğüm bu sözlük çabasının tam veya doğru olduğunu iddia tabi ki etmiyorum.

Kendi içinde tutarlı olduğunu iddia etmem ise işten bile değil.

Kırsala dönüş şenliğinin, zemini patlamış balonlarla ve içi geçmiş konfetilerle kaplı bir sabaha-karşı-düğün-salonuyla aynı buruk kaderi paylaşmaması için, ekoloji camiası ve özellikle ekolojik yerleşkeler cemaati olarak bu türden zanaat kanadına daha fazla ağırlık vermemizin kritik önemde olduğunu düşünüyorum.

                                                                                          ***

Komün: Ortak yaşam, mekan ve ekonomiye sahip sosyolojik birim. “Beraber”liği temel alan kolektiften farkı, “ortak”lığın üzerine inşa edilmesidir. Pratikte, kolektife göre kişisel alanların mekansal, mülki ve davranışsal olarak daha dar olması, bireyden çok topluluğu önplana çıkarmasıdır. “Bireysel alanın darlığı” halini somutlaştırmak için, 2000’lerin başında İstanbul’da var olmuş bir komünde, odaların kapılarının sökülmüş ve haliyle “mahrem” kavramının bozuma uğratılmış olduğunun rivayet edildiğini örnekleyebiliriz. Kolektiflerde veya çiftliklerde de komün/ortak alanlar ve araçlar (mekansal, ekonomik ve topluluksal) olabilir – burada belirleyici olan, topluluk tasarımının, bireylere ne kadar “özel” alan (mekansal, ekonomik ve psikolojik) sağladığı.

IMG_1144.jpg

                            **Şenlikli, yeni-köylü, yatay kurum. Foto: Ormanevi Kolektifi**

Köylü: Kırsal kalkınma lüteratüründe, özellikle de Türkiye gibi “geçiş” ülkelerinde, köylü, çiftçi ve üretici kavramlarının hangi kriterler ışığında kategorilendirilmesi gerektiği tartışılıyor. Bu bağlamda en sağlıklı bulduğum yaklaşım, kendine yeterlilik ve haliyle meslek sahipliği göstergeleriyle hareket etmek. Bu anlamda köylünün tanımını “hane ihtiyaçlarını üretme ve üretim araçlarını yeniden üretme süreçlerinde dikey kurumlardan nispeten bağımsız olan kişi” olarak yapıyorum. Köylü olmanın somut ve genel göstergeleri şöyle sayılabilir: Üretimde çeşitlilik ve küçül ölçek; üretim araçlarını yeniden üretme konusunda bilgi, yetenek ve altyapı; kişinin veya hanenin toplam refahının, kişi veya hanenin toplamda elinden geçen (kazanılan, harcanan, kenara konulan, borçlanılan) para miktarına oranının 0.5’den düşük olması.

Kurum: Bireyler arası, topluluk-içi, topluluklar arası ve toplum-içi etkileşimlerin var oluş şekil, yöntem ortamlarını (“medya”) belirleyen yapısal beklenti ve normların genel ismi. Uzatılan bir elin sıkılması, “selamın aleyküm-aleyküm selam”, mahkemeler, eğitim sistemi, babanın yanında sigara içilmemesi, birisinden emanet alınan eşyanın eksiksiz ve çalışır halde teslim edilmesi, gibi.

Muhabbet birliği: Bir arada (beraber, ortak veya işbirliği halinde) hareket eden insanların, bu “bir arada hareket” haline bir konudaki ortak düşünceleri nedeniyle değil, aralarındaki etkileşimden ve muhabbetten aldıkları doyum nedeniyle geçmesi durumu. “Bir arada hareket” halinin nesnesinin, gündelik hayatta kapsadığı mekansal ve zamansal küme büyüdükçe, muhabbet birliğinin önemi ve olmazsa olmazlığı da artar. Bu anlamda klasik anlamda dernek, şirket, platform ve siyasi partiler için nispeten görmezden gelinebilir (ve ama görmezden gelinmemesini tavsiye ettiğim) bir etmen, kolektif, komün ve ekoköy gibi oluşumlar içinse en kritik öneme sahip “olmazsa olmaz”dır.

Neden-sonuç zinciri: Eylem ve davranışlarla (ve eylemsizlik ve davranış yokluğu durumlarıyla) bunların yarattığı sonuç ve çıktılar arasındaki mantıksal ve somut ilişkiler. “El arabasını yağmur öncesi “düz” bırakırsan, içi su dolar ve paslanarak çürümesi hızlanır”, gibi. Yaşam Destek Ünitesi’nin varlığı ve gücü arttıkça, neden-sonuç zincirlerinin farkına varılması, sağlıklı biçimde analiz edilmesi güçleşir.

IMG_0918.jpg

                      **Köylü ve çiftçi. Foto: Chris Kerston, Ormanevi – Savory Enstitüsü**

Onarıcı (tarım): Amaç olarak ekosistemleri ve ekosistem süreçlerini onararak iyileştiren tüm 1) üretici 2) madden uygulanabilir arazi kullanım ve tarım pratikleri. Buradaki “üretici” sıfatı, pratiğin bir üretim çıktısı da olması gerektiğini, “uygulanabilir” sıfatı ise pratiğin ve pratiğin tasarlanarak uygulandığı yöntemselliğin toplumsal ve ekonomik anlamda uyarlanarak tekrar edilebilir olması gerektiğini belirtir. Bu anlamda onarıcı tarım, odağına ekosistemleri alıyor gibi gözükse de, meselenin ekonomik ve toplumsal ayağını gözardı etmemeyi temel ilke kabul eder. Dünyanın farklı köşelerindeki bir çok birey ve grubun (Carbon Farmers, permakültürcüler, Bütüncül Yönetim’ciler, vb.) gerçekleştirdiği onarıcı arazi kullanımı ve tarım pratiklerinin geneline verilen isimdir. Dünyaca ünlü permakültür ve Bütüncül Yönetim (Holistic Management) uzmanı Darren Dohorty’nin kurucusu olduğu “Regrarians” facebook grubu, onarıcı tarımcıların buluştuğu ağlardan biridir.

Şenlikli: Ivan Illich’in ingilizce “convivial” kavramının Türkçe çevirisi. Araç ve kurumların, endüstriyel toplum bağlamında, oluşturulma sebepleri ve/veya varlıklarına meşru zemin olarak gösterilen amaçların dışına çıkarak bu zemin ve amaçlara engel olan yapılara dönüşmesini eleştiren Ivan Illich, insani ölçekte kalarak anlamsal, işlevsel ve yapısal yataylığını koruyan, insanın nesnesi değil öznesi olduğu yapılanmaları tanımlamak için “şenlikli” sıfatını kullanıyor.

Illich’in özgün tanımı ve görüşleri için başta Okulsuz Toplum ve Şenlikli Toplum olmak üzere kitaplarını önereyim öncelikle. Ayrıca Yeşil Gazete’de Türkiye’nin en iyi Ivan Illich-bilenlerinden Ümit Şahin imzalı “şenlikli siyaset nedir?” yazısını da tavsiye ederim. Bendenizin “Zombi kıyameti ve Şenliklilik” yazısını da şuraya sıkıştırayım.